HAKKIMIZDA
Bir adam bunları niye anlatır diye belki sorarsanız… Güven önemli bir sorun. İnsanımız kime güveneceğini bilememektedir. Geçmiş güven için bir ölçüdür, geleceğe dayanaktır. Geçmişimize bakıp güvenilecek, tutunacak bir dal olarak düşünebilirsiniz.
Selim Hüsrevoğlu kimdir diye sorarsanız…. Doktor, göz hastalıkları uzmanı.
Bir gözlükçü çocuğu..: Gözlüğün ve görmenin içinde. İmalatçı bir aile. Saat ve gözlük üzerine çeşitli imalatlar…
Çekirdekten yetişme kavramı: Gözlük sektörü, gözlükçü ve göz doktorları arasında yetişip göz doktoru olmak, isteyerek ve hedefleyerek… Çıraklığını yapılan bir işin ustalığına soyunmak…
Bir gözlük hatası kurbanı: Göz doktorunun net gösterme hatası ile sağ sol -3.75 e kadar çıkan gözlük mağduru. Asistanlık döneminde hatayı anlayıp kademeli indirimlerle -1.25 e düşürülen bir gözlük numarası. Görme geliştirmeye ilgimiz buradandır.
İnatçılık ve kararlılık: Oğlak borcu olmasından kaynaklanmaktadır.
Ticari cesaret: İnternetin olmadığı dönemde siz pazarlamak için 30 bin adet kontakt lens alır mısınız? Para da vermeden… Kapınıza bir tır yanaşmış içinde 30 bin adet lens ve çok sayıda lens solüsyonu var. Hedef konmuştur. Bu lenslerin bir yıl içinde satılması gerekmektedir. Satıldı da. Bugün kolay çünkü internet var, kişilere sonsuz ulaşım yöntemleri var.
Araştırmacı: Her konuda.
Argeci: Mesleği ile ilgili argeyi hep önemsedi, ona yönelik yatırımlar yaptı.
Mükemmeliyetçilik: Mükemmeliyetçilik bir hastalıktır insanı huzursuz eder.
Bir muayenehane: Bugünü değil eski şartları düşünün. Muayenehanelerde sadece Slit lamp Biomikroskop olduğu zamanlarda o dönemde 3-5 üniversitenin dışında sahip olmadığı aletlerle donatılmış çok geniş muayenehane… Lazer, FF anjiyo, ultrason, Otorefraktometre, ameliyat mikroskopları . Kapsamlı ve geniş donanımlı bir şaşılık merkezi.
Alete yatırım Alet hastası: Amacı hastalara komple bir hizmet vermek…
Tekniği sever: Aletlerin çok pahalı olduğu dönemde herkesin muayenehanesinde sadece bir bio mikroskop olduğu dönemde sadece birkaç üniversitede olan aletlerle büyük bir muayenehanede hastalara hizmet sundu. Şimdi aletler de ucuzladı, onları sağlamak da kolaylaştı.
İlkleri sever: Hızla gelişen göz doktorluğu yarışında her konuda ilklerin doktoru. İlk olma yarışında hep ilklerden biri oldu.
İyi birkaç yabancı dil: Yabancı dil olmadan olmaz. Bilimsel çalışmalar için önemlidir. Ama şimdi herkes çok güzel yabancı dil bilmektedir. Bir meziyet olmaktan çıktı.
Hayat bugün o da bugün: Yaşama farklı bakar, yaşamı sever. Yeşili sever. Gülü sever, bahçeciliği sever. Zamanı bahçelerde seralarda geçirir.
Savundukları ile düşman kazanan: Prensiplerini ve kurallarını koyarsanız düşmanınız da artar. Göze iğne yapanlara onun yerine şu ilaç daha ucuz onu kullan derseniz, kuru göz için yazdığınız pahalı ilacı yazmayın derseniz firmalar size düşman olur. Doktorları bu konuda uyarırsanız doktor arkadaşlarınızla da kötü olursunuz…
Düşmanı artırmak: Bir insan nasıl düşman kazanır? Şaşılığı ameliyat yapanlara karşı çıkarsan, sana karşı bayrak açarlar, yalanları dizerler. Uyduruk bloklar hazırlarlar. Gözlüğü atmak için lazere karşı çıkarsanız “Yatırımımı baltalıyor..” diye sizi mahkemeye verirler. Çalıştığın kuruma baskı yaparlar.Yapay göz yaşı kullanımına “İthalatı artırırsanız üretici zarar görür..” diye karşı çıkınca da represantları karşısına alırsa.. Özetle doğruyu söyleyeni 9 köyden kovarlar…
Neden göz protezi?: Göz protezi yapımını öğrenmeye karar verdim. Hacettepe göz kliniğinde arkadaşım göz doktoruna gittim. Doktor yanına düştü ve protez laboratuarı teknisyeni ile tanıştırdı. Gün boyu çok şeyler öğrendim. Ertesi gün sabah yine protez laboratuarındaydım. Saat 11.00 kadar epey pratik yaptık. Bir göz doktoru geldi, kim bu der gibi işaret etti. Teknisyene ne talimat verdiyse, teknisyen artık yüzüme bakmaz oldu, yanıma da gelmez oldu. Hasta da almadı. Doktorun talimatı ile kovulduğumu anladım. Bir ay sonra o doçent göz doktoru piyasaya çıktı, muayenehane açtı ve göz protez merkezi açtığının reklamını bana da gönderdi. Bu göz protezi ile inatla ilgilenmemin nedenidir. Bu öğrenmek isteyen herkese kucak açmamın nedeni de oldu.
Neden görme geliştirme?: Bir gözlükçü çocuğu. -3.75 miyop. Doktor kurbanı. Asistanlık döneminde kademeli azaltma ile -1.25 e düşürülen gözlük numarası. Gözü gözlükle bozmanın tipik bir örneği. Çabamız başkalarının da böyle bir mağduriyete uğramamasıdır.
İnsanlar gözlüksüz de görebilir. Göz numarasının ilerlemesi durdurulabilir, göz numarası azaltılabilir. Bunu uyguladık, çok iyi sonuçlar da alınmaktadır.
Neden şaşılık? Bir hoca. İngiltere’ de egzersizle şaşılık tedavisi öğrenmiş, uygulamış, kitaplar yazmış. Böyle bir adamın yanında asistanlık yapmış ama bu uygulamaları daha sonra da sürdürmüş… O dönemin 4 ayrı şaşılık merkezinde “Ortoptik Tedavi” ile ilgili çalışmalarda bulundu. Kesicilere, dikicilere rağmen bunu uygulamakta bayraktarlık yapmaktayız.
Asistanlık. Şanslı bir klinik, doyumsuz aletler, Alice harikalar diyarında, ama Amerikan yardımı aletler arasında… Hiçbir kliniğe nasip olmayan donanımlar…Ve çok meraklı bir hocanın asistanı olmak.
Sağlık ticarettir. Her doktor bunu bilir, ama yapmadıkça özel sektörde yerini koruyamaz. Ne kadar çok kazandırırsanız sizin değeriniz de o kadar fazladır. Birileri aksini iddia edebilir… Az sayıda insan bu ticaretin dışında ve temiz kalabilmiştir. Sezeryancı olursanız, şaşılığı egzersizle tedavi etmek yerine ameliyatla düzeltirseniz, hastayı bademcik ameliyatı maceralarına sürüklerseniz siz çok kazanırsınız, iyi doktor olursunuz. (Acaba…) Bir özel hastanedeyiz. Başhekimi, tüm doktorları toplamış.. 100 muayeneden 5 ameliyat çıkaracaksınız, yoksa.. Tabii bize gitmek düştü…
Kapıdan giren: İş yerimin kapısından giren her hasta adıma ve mesleğimdeki başarı için geldi. Hiçbir hasta filan yerin doktoru, gözlüğümü yazsın, ameliyatımı hastanede yapsın diye gelmedi. Birileri hastanedeki işlerin yürümesi için muayenehanelerini kullandı. Bu artık azaldı ama üniversite hocaları için hala devam ediyor…. Artık kapı muamelesi farklı bir duruma döndü; kapıdan girene lazer, kapıdan girene ameliyat… Çünkü ameliyatın rantı daha fazla.
Doktor firma ilişkileri. Hiçbir firmanın parası ile kongreye gitmedim ve bununla da hep öğündüm. Firma yemeklerine sadece ilgi duyduğum konuda özel bir konuşmacı gelirse gittim…
Hep özel sektör: 4 yıl dışında hep özel sektörde çalıştım. Bunun 3-4 yılı özel hastanelerde bize çok para kazandır baskıların arasında…. ” Ameliyat çok çıkarırsan kalırsın..” zihniyeti… Tabii ki bu durumda bize şapkayı alıp gitmek düşüyordu ve şapka olmasa da öyle yaptım....